
Neyse konumuza dönecek olursak; Nisan beş ay bir haftalıkken ek gıda macerasına başladık. Evcilik oynamayı hep çok sevdiğim için ben çok heyecanla girdim bu maceraya. Tıpkı küçükken olduğu gibi bebegime mama yedirecektim , bence çok keyifliydi. Annelik psikolojisi olmasa hala keyifli olduğunu düşünüyorum bu sürecin. Tek sorun yediği ve yemediği her kaşık yemeğin sanki onun büyümesine 750kat etkisi olacakmış gibi düşünmek. Ondan da bir kurtulabilirsem hayat bana bayram olacak.
Maceramıza ceyrek elma suyuyla başladık. Sevgili doktorumuz maceranın başından beri meyve suyu dahil her seyi kaşıkla vermemi söyledi. Tabii meyve suyunda bu çok zordu. Ben bile içemem valla kaşıkla o meyve suyunu, Nisan'a içirmek gerçekten eziyetti. Ama yılmadım. Bir tanecik elma suyunu yarım saatte içirdim belki ama alıştı sonunda kaşığa.

Yoğurt mayalamak ek gıda sürecinin bence en sinir bozucu kısmı. Hala tam olarak becerebilmiş değilim. (Tarif şöyle: 180ml suya 9ölçek mama) Çorba nedendir bilmem Nisan'ın en sevdiği yiyecek oldu. Bu yüzden ben de seviyorum kendisini. (Tarif şöyle: Bir küçük patates, bir küçük havuç, iki tatlı kaşığı pirinç. Piştikten sonra iki tatlı kaşığı zeytinyağı.)
On ikinci gün elma suyuna veda edip elma püresine geçtim. On üçüncü gün elma püresine bir iki dilim armut suyu ekledim ki bence Nisan sevmedi. Bu arada çorba ve yoğurda devam tabii. On dördüncü gün çorbaya bir küçük kabak ekledim. On altıncı gün sabah yarım muz ve yarım elma püresi verdim. Muza bayıldı! On sekizinci gün çorbasına dort bes sap maydanoz ekledim. Ama rondodan geçirmeden önce çıkardım içinden. Aslında doktorun listesine göre yirminci gün ıspanak da eklemeliydim ama ben onu unuttum.
Yaptığım çorba ve yoğurt iki gün yetecek miktarda oluyordu. İkinci yarısını ertesi gün dolaptan çıkarıp benmari usulu ısıtıp öyle veriyordum.

Elma püresi yerine arada bir armut püresi verebilirsiniz kabızlığına çözüm olacaktır ben kızıma öyle yapıyordum :) Sevgiler...
YanıtlaSil